Adet Düzensizliği

 

Kadının üreme fonksiyonlarının düzenli ve iyi çalıştığının göstergesi olan menstrüel dönemin süresi kadınlarda farklılık gösterebilmektedir. 21-35 gün arasında gerçekleşen adet döngüsü normal olarak kabul edilmektedir. İlk adet kanamasından diğer adet kanamasına kadar geçen süreye bir siklus denilmektedir. Polikistik over hastalığı gibi hastalıklarda regl döngüsü düzensizleşebilmektedir.

doc-dr-cigdem-abide

 

Nasıl Adet Olunur?

Kadınlarda adet olmak ne demek sorusu adet ya da diğer adı ile regl dönemi ile ilgili en merak edilen sorulardan biri. Kadınlarda ilk adet kanaması ergenlik döneminde (genellikle 8-14 yaş arasında) başlar ve menopoz dönemine (genellikle 40-55 yaş arasında başlar) kadar her ay düzenli olarak yaşanır.

Vajinal kanama olan bu kanamalar regl olarak da bilinir. Menstrüasyon, olarak da adlandırılan bu dönemde kanamanın miktarı ve süresi kişiden kişiye değişkenlik gösterir. Ortalama olarak 28 günde bir yaşanan bu kanamalara adet kanaması denir. Regl olunca ne oluyor sorusunun yanıtı kısaca bu şekilde verilebilir.

Yumurtlama Nasıl Olur?

Ortalama olarak 4 haftada bir gerçekleşen regl kanamasında yumurtlama 14. gün içerisinde gerçekleşir. Doğurganlık dönemindeki kadın hamile kalmak istiyorsa adet kanamasını takip eden 9. günden itibaren düzenli olarak korunmasız cinsel ilişkiye girmelidir. Bu dönemde yumurta ile spermin karşılaşma şansı arttığından gebelik oluşma şansı da artacaktır. Hamile kalma şansını arttırmak için bu zaman aralığını takip etmek tavsiye edilir.

nasil-adet-olunur

adet-duzensizlikleri

Yumurtlama Olması İçin Ne Yapmam Lazım?

Yumurtlamanın gerçekleşmesi ve gebeliğin başlaması için yapılabilecek şeyler arasında şunlar sıralanabilir;

  • Adet döngünüzü takip edin ve yumurtlama zamanınızı belirleyin.
  • Yumurtlama döneminizde partnerinizle düzenli olarak cinsel ilişkiye girin.
  • Yumurtlama zamanlarınızı not ederek takip edin.
  • Yumurtlama zamanı hesaplama araçları kullanın.
  • Yumurtlama döneminde cinsel ilişki sıklığını arttırın.
  • Regl düzensizliği yaşıyorsanız mutlaka bir kadın doğum uzmanına muayene olun.
  • Vücudunuzda gelişen yumurtlama sinyallerini takip ederek değerlendirin.
  • Ovülasyon testi kullanarak yumurtalama döngünüzü öğrenebilirsiniz.
  • Sağlıklı beslenin, düzenli bir uyku düzeni ve yaşam tarzını benimseyin.
  • Hamile kalamama durumunda sebeplerini çok geçmeden araştırın.

Yumurtlama Olduğunu Nasıl Anlarız?

Yumurtlama belirtileri kadının hamile kalmasını etkileyen dönemlerden biri olan yumurtlama dönemine işaret eder. Bu dönemde kadın vücudunda bazı belirtiler görülür. Fakat bu belirtiler her kişide aynı miktarda ve aynı şekilde olmayabilir. Başka bir söyleyişle yumurtlama dönemi belirtileri bazı kadınlar tarafından yoğun şekilde hissedilirken bazıları vücutlarında hiçbir belirtiyi hissetmeyebilir. Ancak belirtilerin çok yoğun olması ya da kişide hiçbir belirti görülmemesi yumurtlama sürecinde etkili olmaz.

Yumurtlama döneminde kişilerin hissettiği belirtilerin başında karın ağrısı gerilir. Birçok kadın bu dönemde karın bölgesinin alt kısmında sancı hisseder. Bu ağrı, yumurtanın fallop tüplerine gönderilmeden önce içinde bulunduğu folikül yüzeyinin gerilmesi sebebiyle oluşur. Yumurta fallop tüplerine gönderildiğinde ise ağrı, yanma ve kasılma hislerine dönüşebilir.

Yumurtlama döneminde sık görülen belirtilerden bir diğeri de servikal mukus yani vajinal akıntı miktarındaki değişimdir. Bu akıntılar yumurtlama dönemine yaklaşıldığında bir miktar artar. Şeffaf, kaygan ve uzayan kıvamda görünen servikal mukus, sperm hücrelerinin rahme ulaşmasını kolaylaştırmak için bu dönemde artar ve aynı zamanda spermin kadın bedeninde daha uzun süre hayatta kalmasına yardım eder.

Yumurtlama döneminde damla şeklinde ya da lekelenme görüntüsünde kanamalar olabilir. Bunların yanı sıra tat ve kokulara karşı hassasiyet, karın bölgesinde şişlik, memelerde hassasiyet, cinsel istekte artış, rahim ağzı açıklığının artması gibi belirtiler de görülebilir. Yumurtalama olduğu nasıl anlaşılır sorusu bu şekilde yanıtlanabilir.

sancili-adet

sancili-adet-sebepleri

Adet Düzensizlikleri Ne Demektir?

21 günden kısa ya da 35 günden uzun aralıklarla gerçekleşen kanama varlığında adet düzensizliğinden söz edilebilir. Bunun yanı sıra 3 ay veya daha uzun periyot boyunca kanama olmaması, kanama miktarının ve süresinin her zaman olduğundan daha az ya da çok olması ve regl dönemi haricindeki dönemde kanama olması, regl düzensizliği olarak görülür . Adet düzeni üzerinde etkisi olan bozukluklar şu şekilde sıralanabilir

  • Hipermenore: Regl kanamasnın normalden çok olması
  • Hipomenore: Kanamanın normalden daha az olması
  • Menometroraji: Düzensiz aralıklarla yaşanan çok miktarda kanama
  • Menoraji: Regl süresinin uzaması
  • Metroraji: Regl kanamasının düzensiz aralıklarla yaşanması
  • Oligomenore: İki regl döngüsü arasının 35 günden çok olması.
  • Polimenore: İki regl döngüsünün 21 günden daha sık olması.

Adet Düzensizliği Neden Olur?

Adet düzensizliği birçok sebepten dolayı gerçekleşebilir. Adet düzensizliği belirtileri, adet kanamasının sıklığında veya süresinde değişiklikler, aşırı kanama veya hafif kanama, adet aralıklarının değişmesi, adetin tamamen durması veya aralıklı kanamalar şeklinde görülebilir. Adet düzensizliği belirtileri olan bir kadın, bir doktora danışarak nedenini belirlemeli ve uygun tedaviyi almalıdır. Adet düzensizliği sebepleri ise şu şekilde sıralanabilir;

  • Hormonal dengesizlikler: Hormonal dengesizlikler adet düzensizliğinin en yaygın nedenlerindendir. Östrojen ve progesteron hormonları, adet döngüsünün düzenlenmesinde önemli rol oynamaktadır ve bu hormonlardaki herhangi bir değişiklik adet düzensizliğine neden olabilir.
  • Stres: Adet döngüsünü etkileyen bir başka etkendir. Yüksek stres seviyeleri, kortizol hormonu salgılanmasına neden olabilir ve bu da adet döngüsü üzerinde etkili bir durumdur.
  • Kilo değişiklikleri: Aşırı kilo alımı veya kilo kaybı sonucunda hormonal dengesizlikler görülebilir ve adet döngüsünü etkileyebilir.
  • Doğum kontrolü kullanımı: Doğum kontrol hapları veya diğer doğum kontrol yöntemleri de hormonal dengesizliklere neden olabilmektedir.
  • Tiroid sorunları: Tiroid bezindeki anormallikler, adet düzensizliğine neden olabilir. Tiroid hormonları, adet döngüsünü düzenler.
  • Polikistik over sendromu (PKOS)
  • Tıbbi durumlar: Anoreksiya, endometriyozis, rahim fibroidleri, rahim içi yapışıklıklar, enfeksiyonlar ve diğer tıbbi durumlar adet düzensizliğine sebep olabilir.
  • Prolaktin yüksekliği: Prolaktin süt hormonudur. Prolaktin yüksekliğinde adet düzensizliği görülebilmektedir.

Adet Düzensizliği İçin Hangi Testler Yapılır?

Adet düzensizliğinin ne kadar süredir yaşandığı, adet olunduğundaki şikayetler gibi durumlara göre yapılacak olan test belirlenir. Adet düzensizliğinin görüldüğü durumlarda yapılan testler;

  • Hormon testleri: Kan testleri ile hormon düzeyleri ölçülebilir. Bu testler ile adet döngüsündeki hormonal değişiklikler incelenebilir ve yumurtlama veya tiroid sorunları ve prolaktin hormonu bozuklukları gibi altta yatan hormonal dengesizlikleri tespit edilir.
  • Pelvik muayene: Bu muayenede doktor hastanın alt karın bölgesine hafifçe dokunur ve pelvis bölgesindeki organları elle kontrol ederek rahmin ve yumurtalıkların boyutunu, şeklini ve kıvamını inceler.
  • Ultrasonografi: Rahim, yumurtalıklar ve pelvik yapıların görüntüsünü oluşturmak için kullanılır. Ultrasonografi ile kist veya fibroid gibi sorunlar tespit edilebilir.
  • Endometriyal biyopsi: Rahim iç tabakasının bir örneğini almak endometriyal biyopsi yapılabilir. Bu örnek ile kanser veya diğer tıbbi durumlar gibi ciddi sorunları tespit edilebilir.
  • Laparoskopi: Bir kamera ile donatılmış ince bir tüp aracılığıyla yapılan bir cerrahi işleme denir ve endometriozis ya da kistler gibi pelvik problemleri tespit etmek için kullanılabilir.

Adet Düzensizliği Nasıl Tedavi Edilir?

Adet düzensizliği nedenine göre değişiklik gösterir. Adet düzensizliği için tedavi yöntemleri şu şekildedir;

  • Hormonal tedavi: Hormonal tedavi, adet düzensizliği tedavisinde en yaygın kullanılan yöntemdir. Doğum kontrol hapları, hormonlu spiral veya hormonlu vajinal halka gibi hormonal ilaçlar, östrojen ve progesteron hormonlarının seviyesini düzenleyerek adet döngüsünü düzenler.
  • Diyet ve egzersiz: Kilo kaybı, adet düzensizliğini düzeltmeye yardımcı olabilir. Sağlıklı bir diyet ve düzenli egzersiz sayesinde hormonal dengesizlikleri önlemeye yardımcı olabilir.
  • Cerrahi müdahale: Fibroid veya rahimde diğer anormallikler gibi bir tıbbi durumsa, cerrahi müdahale gerekebilir.
  • Psikolojik danışmanlık: Stres veya kaygı gibi psikolojik faktörlerden dolayı da adet düzensizliği görülebilir. Psikolojik danışmanlık, stres yönetimi tekniklerinin öğrenilmesine yardımcı olur.

Sancılı Adetlerin Sebebi Nedir? Sancılı Adetlerin Tedavisi Nasıl Olmalıdır?

Sancılı regl dönemlerinin altında yatan birden fazla sebep vardır. Dayanılmaz seviyelerde görülen sancılı adet durumunun altında yatan sebep mutlaka araştırılmalıdır. Sancılı adet görme tedavisi sancının altında yatan sebep bulunduktan sonra hekim tarafından yapılabilir.

Sancılı adet görme başlıca sebepleri şöyle sıralanabilir;

  • Servikal darlık: Bazı kadınlarda, rahim ağzı bölgesindeki açıklık, adet akışını engelleyecek kadar dardır. Bu darlık rahim içindeki basıncın artmasına sebep olur bu da ağrıya yol açar.
  • Endometriozis: Rahim içerisini kaplayan dokunun rahim dışına çıkarak, fallop tüpleri, yumurtalık ya da pelvisi kaplayan diğer dokular üzerine doğru büyümesi durumudur.. Çikolata kistlerinin oluşmasına sebep olabilir, ağrılı adet görme durumunun yanı sıra, cinsel ilişki sırasında da ağrı da görülebilir.
  • Uterin fibroidleri: Rahim duvarında kas ve fibroz dokularından meydana gelen uterin fibroidleri, kanserli olmayan ancak sert ve büyük boyuta gelebilen tümörlerdir. Rahim fibroidleri olan kişiler regl görme esnasında daha şiddetli ağrı yaşayabilirler.
  • Adenomyozis: Bu sağlık sorununda rahmi kaplayan doku uterusun kas duvarları üzerine yönelere büyümeye başlar.
  • Pelvik inflamatuar hastalık: Kadın üreme organlarında yaşanan bu enfeksiyona genellikle cinsel yolla bulaşan bakteriler sebep olur.

Doç. Dr. Çiğdem Yayla Abide

İngilizce eğitim veren Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesini 1998 yılında kazanarak; Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı olma yolunda ilk adımlarını atan Doç. Dr. Çiğdem Yayla Abide, 2005 yılında Tıp Eğitimini başarı ile tamamlamıştır. Tıp Fakültesinde göstermiş olduğu üstün başarının ardından, TUS sınavında yüksek derece ile ilk tercihi olarak kazandığı Zeynep Kâmil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde, göreve başlamıştır. Devlet hizmet yükümlüğünü yerine getirmek için Nallıhan Hastanesinde 2011- 2014 yılları arasında çalıştıktan sonra, Zeynep Kamil Hastanesine geri dönmüştür. 2018 yılında Doçentlik ünvanını almış ve Zeynep Kamil Hastanesi’ nde eğitim kadrosunda görev almıştır. 2021 yılında Zeynep Kamil Hastanesinden ayrılmış ve 2022 yılı itibarı ile İstanbul Ataşehir kadın doğum kliniğinde bilgi ve tecrübesini hastaları ile paylaşmaya başlamıştır.